CİNSİYET DÜZENLEME GİRİŞİMLERİ

Transseksüalitenin tedavisi cerrahi girişimi de içeren  uzun ve karmaşık bir süreçtir. Cinsiyet düzeltme ameliyatına karar veren kişiler ilk olarak psikiyatrik olarak değerlendirilmelidir. Değerlendirme sonucu cerrahi girişim için uygun görülürlerse hormon tedavisine başlanır ve yaşamboyu sürdürülür. Kadın olmayı isteyen erkeklere östrojenin yanında  testosteron yapımını baskılayan ilaçlar verilir. Böylece memelerde büyüme, deride incelme ve yumuşama, yüz  ve vücut kıllarında azalma, kas yapısında değişiklik ve vücut yapısında kadınsılaşma olur. Kadın transseksüellere verilen testosteron ise vücut ve yüz kıllarında artış, seste kalınlaşma, meme dokusunda azalma sağlar ve adet kanamasını baskılar. Bundan sonraki basamakta kişi ameliyattan önce geçmeyi istediği cinsiyetin rolünde en az bir  yıl süreyle yaşamalıdır.

Erkekten kadına olan cinsiyet değiştirme ameliyatında penis ve skrotum cerrahi olarak alınır. Penisin yoğun sinir dokusuna sahip derisi oluşturulan yapay vajinanın içine yerleştirilir. Böylece  vaginal yolla cinsel  ilişki  mümkün olur ve penisten aktarılan sinir dokusu sayesinde cinsel haz da alınır. Çoğunlukla cinsel uyarılma ve orgazm olur ancak bazen kayganlaştırıcı kullanmak gerekebilir. Meme büyümesi yeterli bulunmazsa silikon takılabilir.

Kadından erkeğe dönüştürme ameliyatlarında memeler, uterus ve yumurtalıklar cerrahi olarak alınır. Meme başları uygun pozisyonda olacak  sekilde ayarlanır.Vajina cerrahi olarak kapatılır. Üretra hormon tedavisi  sonucu büyümüş olan klitorise doğru yönlendirilir yada bir dizi ameliyatla labia, perine ve karın dokusundan yapay penis ve skrotum yapılabilir. Her iki yöntemle de ayakta idrar yapabilmek mümkündür. Bununla birlikte cinsel uyarılmaya doğal yanıt olarak oluşan penis sertleşmesini sağlayan herhangi bir yöntem yoktur. Cinsel ilişki ancak yapay araçlarla gerçekleştirilebilir. Erotik olarak duyarlı klitoris dokusu yeni oluşturulan penisin tabanına yerleştirilirse erotik hisler ve orgazm bazen mümkün olabilir.

Cinsiyet düzeltme ameliyatları ile yalnızca dış cinsel organlar öbür cinsiyete benzetilir. İç cinsel organların  istenen cinsiyete dönüştürülmesi mümkün değildir. Bu tür ameliyatlardan sonra cinsel ilişki ve orgazm mümkünken çocuk yapmak mümkün değildir.

Transseksüellerin ameliyat sonrası uyum oranları son derece iyidir. Uluslararası literatür gözden geçirildiğinde  cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirenlerin  %90 oranında sonuçtan hoşnut oldukları  bulunmuştur. Kadından erkeğe olan ameliyatların erkekten kadına olan ameliyatlara göre ameliyat sonrası uyumları daha iyidir. Ameliyat öncesi psikolojik olarak değerlendirilen, aile desteği olan, psikolojik tedavi gören ve ameliyatı iyi geçenlerde ameliyat sonrası uyum daha iyi olmaktadır.

Cinsiyet Düzeltme Ameliyatlarının Yasal Boyutu

Cinsiyet düzeltme ameliyatları ülkemizde 1988’de Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklikle yasal hale gelmiştir. 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu’nda kişinin tescil edilmiş cinsiyetinin değiştirilme talebinin karşılanması zorlaştırılmıştır. Buna göre eski yasada yerine getirilmesi gereken kuralların yanı sıra kişinin “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olması” koşulu eklenmiştir. (MADDE 40.- Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme  yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır. Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.) Yasal prosedürü izlemeden cinsiyet düzeltme ameliyatı geçiren kişilerin durumuyla ilgili olarak yasal bir hüküm yoktur.

CKB tanısına varıldıktan sonra tedavi yaklaşımı 3 evreden oluşmaktadır (Bazen triadik tedavi olarak adlandırılır): Bunlar, arzu edilen cinsiyette gerçek yaşam deneyimleri, arzu edilen cinsiyete ait hormonların kullanılması ve genital organlarla diğer seks karakterlerini değiştirmeye yönelik cerrahi girişimler olarak sıralanabilir. Ancak CKB tanısı konulduktan sonra hastaların seyri farklı olabileceğinden hepsi için üçlü tedavi gerekmemektedir.

1- Dikkatle tanıya varılan bazı kişiler kendiliğinden cinsel kimlik değişimi ile ilgili isteklerinden vazgeçebilirler.

2-Bazıları, herhangi bir tıbbi girişim olmaksızın kendi cinsel kimlikleri ile daha rahat bir uyum sağlayabilirler.

3-Bazıları psikoterapi sırasında üçlü tedaviyi takip etmekten vazgeçebilirler.

4-Bazı cinsel kimlik bozuklukları ile uğraşan kliniklerde açıklanamayan yüksek tedaviyi bırakma oranları görülmektedir.

5-Üçlü tedaviden fayda görmeyenlerin oranı çalışmadan çalışmaya önemli farklar göstermektedir.

Bir çok CKB vakası, üçlü tedavinin üç evrenin hepsini de isteyecektir. Tipik olarak üçlü tedavi, hormon verilmesi = > gerçek yaşam deneyimi = > cerrahi sırasını izler. Ya da bazen, gerçek yaşam deneyimi = > hormonlar = > cerrahi şeklinde gerçekleşebilir. Bazı biyolojik kadınlar için tercih edilen yol, hormonlar  = > meme cerrahisi = >gerçek yaşam deneyimi şeklinde olabilir. Cinsel kimlik bozukluğu olan kişilerin tamamının üçlü tedavinin tüm basamaklarına ihtiyaç duymadıkları bilinmelidir.

Cinsel kimlik bozukluklarının tanı ve izlenmesinde ruh sağlığı çalışanlarının işlevleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

1-Bireylerin cinsiyet bozukluklarını tam ve doğru teşhis etmek.

2-Birlikte bulunan diğer psikiyatrik durumları teşhis etmek ve uygun tedavilerini belirlemek.

3-Kişilere tedavi seçenekleri ve bunların gerçekten ne anlama geldikleri konusunda danışmanlık yapmak.

4-Psikoterapi.

5-Hormon tedavisi ve cerrahi tedavilere uygunluğu ve hazır olunup olunmadığını belirlemek.

6-Tıbbi ve cerrahi alanlarda çalışan meslektaşlarına konsültasyonlarda bulunmak.

7-Tavsiye/konsültasyon yazılarına hastanın konuyla ilgili öyküsünü yazmak.

8-Cinsel kimlik bozuklukları ile ilgilenen profesyonel bir takımın üyesi olmak.

9-Aile üyelerini, çalışanları ve konuyla ilgili kuruluşları eğitmek.

10-Daha önce görülmüş, cinsel kimlik sorunu olan hastaların takibini yapmak.

Çocuk ve Ergenlerin Değerlendirilmesi ve Tedavisi

Çocuk ve ergenlerdeki cinsel kimlik çatışmasının sıkça rastlanan görüntüsü, karşı cinsiyete sahip olma arzusunun ifade edilmesi, karşı cinsiyet gibi giyinme, hissettiği cinsiyete ait oyun ve oyuncaklarla oynama, halihazırdaki kabul edilen cinselliğine ve cinsiyetine uygun beklenen hal ve tavırlardan, giyinmekten ve oyunlar oynamaktan kaçınma, hissettiği cinsiyetten oyun arkadaşı ve arkadaşları tercih etme, vücut olarak cinsel özelliklerinden ve işlevlerinden hoşlanmama şeklindedir. Cinsel kimlik bozukluğu tanısına daha çok erkek çocuklarda varılır.

Fenomenolojik olarak ergenlerle çocukların, cinsiyet ve cinsel kimlik sorunları ile sanrılarını ve psikotik belirtilerini gösterme biçimleri arasında niteliksel farklar vardır. Psikotik durumlarda vücutları ya da cinsiyetleri ile ilgili sanrısal düşünceleri olabilir ancak bunlar cinsel kimlik bozukluğu olgularından ayrılabilir. Çocukluktaki cinsel kimlik bozukluğu, erişkinde görülenle eşdeğer değildir ve sonuç için kesin konuşulamaz.  Çocuk ne kadar küçük yaştaysa gidişin kesinliği o kadar azdır ve değişme olasılığı fazladır.

Psikolojik ve Sosyal Müdahaleler: Çocuk ruh sağlığı uzmanının işi kabaca aşağıdaki maddelere uyan bir değerlendirme ve tedavidir.

  1. Profesyonel, cinsel kimlik problemini tanımalı ve kabul etmelidir. Kabullenme ve gizliliğin ortadan kaldırılması önemli bir ferahlama sağlayabilir.
  2. Değerlendirme ile çocuğun veya ergenin cinsel kimliğinin tabiatı ve özellikleri araştırılmalıdır. Tam bir tanısal psikolojik ve psikiyatrik değerlendirme yapılmalıdır. Tam değerlendirme ailenin incelenmesini de içermelidir. Çünkü, ailede diğer emosyonel, davranışsal sorunlar ve çözümlenmemiş konular oldukça sık görülür.
  3. Terapi, çocuğun hayatında birlikte görülen diğer problemlerin iyileştirilmesine ve çocuğun cinsel kimliği ile ilgili yaşantılarından ya da diğer güçlüklerden kaynaklanan geriliminin azaltılmasına odaklanmalıdır. Çocuğun cinsel kimliği ile uyumlu cinsiyet rolünü sürdürmesine izin verme gibi zor kararların alınmasında aile desteklenmelidir. Bu destek, çocuğun durumundan diğer  kişilerin haberdar edilip edilmemesi ve çocuğun hayatındaki diğer insanların nasıl davranması gerektiği konularını da kapsar. Örneğin, çocuk herkesin önceden kabullendiği cinsiyetinin tam zıddı bir isim ve kıyafetle okula gitmeli midir, gitmemeli midir. Ayrıca aile çocuğun cinsel kimliğini dışa vurumuyla ilgili belirsizlikler ve anksiyeyi tolere etme ve bununla en iyi nasıl başa çıkılacağı konularında da desteklenmelidir. Bu sorunlara uygun çözümler bulunması konusunda toplantılar çok yararlı olabilir.