Bipolar bozukluk veya iki uçlu duygudurum bozukluğu (önceki isimlendirmesi ile manik depresyon) her biri günlerden haftalara kadar süren depresif ve manik periyotlar ile karakterize edilen, bireyin tamamıyla sağlıklı bir duygudurum (ötimik) vaziyetine de girebildiği, bir duygudurum bozukluğudur.
Toplumda görülme sıklığı % 2-3’dür. Sıklıkla genç erişkinlikte 15-35 yaş aralığında ortaya çıkar, kadın ve erkekte eşit olarak görülmektedir.
Kişinin ruh halinde çarpıcı değişikliklere yol açan yükselme ve alçalma dönemleri, depresif ve manik ‘ataklar’ olarak tanımlanmaktadır. Bazı kişiler depresyona ya da maniye daha yatkın olurken bazı kişilerde belirtiler, iki uç duygu durum arasında gidip gelme (karma epizot) şeklinde olabilmektedir. Bipolar bozukluk evreleri şu şekildedir:
Mani dönem: Kişinin aşırı enerjik, konuşkan, hareketli hissettiği, kendini güçlü olarak tanımladığı bir dönemdir.
Depresif dönem: Kişi hayattan keyif almamaya başlar, sürekli olarak yakınır ve mutsuz olduğu bir dönemdir.
Karma dönem: Mani ve depresif semptomlarının aynı anda bulunduğu ve karışık bir şekilde olduğu dönemdir.
Mani dönemi
Mani, hayatın akışına aykırı bir anormallik gösterecek şekilde en az bir hafta süresince ‘yükselen’ duygudurumu tecrübe edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu duygudurumu, öforiden (yerinde duramama, zindelik hissiyatı, mutluluktan uçma vb.) deliryuma (bilincin ve algının kaybolması hali, hezeyan vb.) uzanan bir yelpaze içindedir.
Belirtiler:
Uyku problemleri (uyku ihtiyacında azalma)
Oldukça yükselmiş (öforik) duygudurum
Artmış enerji, etkinlikler ve yerinde duramama hali
Konsantrasyonda azalma
Cinsel istek artışı
Çok para harcama
Kişinin kendi kabiliyeti konusunda gerçek olmayan inanışlara sahip olması
Yargılama kapasitesinde azalma
Düşünme ve konuşma içeriğinde artış
Tahrik edici, uygun olmayan davranışlarda artış
Alkol ve madde kullanımında artış
Bipolar belirtilerinin üç veya daha fazlasının her gün görülmesi ve bir hafta veya daha uzun sürmesi gerekmektedir. Mani dönemi ani başlar ve tedavi edilmezse haftalarca sürebilir. Kişi genelde mani dönemi yaşarken hasta olduğunu fark etmez ya da tedaviyi reddetme eğilimindedir.
Manik atağın başlangıcında ya da bağımsız bir atak olarak maninin tüm semptomlarını en az dört gün süreyle görüldüğü durum hipomanidir. Hipomanide belirtiler daha hafiftir ve genellikle kişinin okul, iş ve sosyal işlevselliğini bozmaz.
Hipomani veya manide uyku ihtiyacının azalması, muhakemenin zayıflaması, çok hızlı ve abartılı konuşma görülebilir.
Depresif dönem
Depresif dönemde en az beş belirtinin iki hafta ya da daha fazla sürmesi beklenir. Üzüntü, öfke ve alınganlık, zevk alınan aktivitelere ilgisizlik, aşırı ya da yersiz suçluluk hissi, umutsuzluk, aşırı uyumak ya da uykusuzluk, iştah ve/veya kiloda değişimler, bitkinlik, zihinsel odaklanmada zorlanma, kendinden nefret etme veyahut değersizlik hissi, ölümü sıkça düşünmek ve intihar planı yapmak. Ağır vakalarda, delüzyon ve halüsinasyon gibi psikoz belirtileri de görülebilir. Bir depresif dönem, en az iki hafta sürmektedir; tedavi edilmediği takdirde intihar ile neticelenebilir.
Belirtiler:
Umutsuz ve karamsar olma
Üzgün endişeli ve mutsuz hissetme
Yaşamdan zevk alamama
Enerji azlığı
Unutkanlık
Konsantrasyon güçlüğü
Değersizlik hissi
İştah değişikliği; kilo kaybı ya da kilo alımı
Fazla uyuma, uykuya dalmakta güçlük çekme, geceleri sık uyanma
Çaresizlik ve değersizlik hisleri
Ölüm ya da intihar düşünceleri
Bipolar bozukluk nedenleri nelerdir?
Hastalığın ortaya çıkmasında ortalama 2/3 oranında genetik nedenler sorumlu tutulmaktadır. Nedenlerden bir diğeri ise beyinde hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasal maddelerin taşınmasında veya düzeylerinde ortaya çıkan değişikliklerdir. Stresli veya travmatik olaylar da bozukluğun ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasına neden olabilir veya ilerleyen nedenleri tetikleyebilir. Bu kimi zaman ailede görülen bir ölüm, işini kaybetmek, doğum veya taşınma gibi olaylardır.
İki uçlu bozukluğun seyrindeki en önemli özelliklerden birisi ise mevsimsellik göstermesidir. Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar – yaz aylarında taşkınlık, coşkunluk yaşarken, sonbahar – kış aylarında ise çökkünlük, durgunluk içinde girerler. Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş hastaların alevlenmesi açısından en riskli dönem gibi görünmektedir. Hastaların yaklaşık dörtte biri bu mevsimsel özellik nedeniyle içinde bulunduğumuz ilkbaharın son günleri, yazın ilk günlerinde kötüleşirler. Kötüleşme yaşanan bugünlerde hastalarda dürtüsel, tepkisel davranışlar, saldırganlık eğiliminde artma, öfke patlamaları, aşırı para harcama, taşkınlaşma azımsanmayacak orandadır. Bunların yanı sıra zaman zaman intihar eğilimi, daha doğrusu kendine zarar verme davranışı da görülebilir. İntihar bu dönem için çok yüksek oranlarda olmasa bile, artmış risk yönünden dikkatli olmakta yarar vardır. Hatta bu mevsimde hastaların dikkatleri daha bozuk olur. Sonuç olarak, bu mevsim hastaların hastalanma eşikleri göreceli olarak düşük olmaktadır ve buna bağlı olarak da hem kendisine hem çevresindeki kişilere zarar verme riski taşıyan davranışlar gösterme riski taşırlar.
Tedavisi
Tedavi edilmediği durumda ağır bir seyir izleyebilen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bipolar Bozukluk bazı kişilerde mevsimsel bir dalgalanma gösterir. Sonbahar ve kış, depresif durumun, ilkbahar aylarıysa manik atakların gözlendiği aylardır. Daha nadir olarak tam tersi de gözlenebilir.
Bipolar bozukluk üç ilaç sınıfıyla tedavi edilir. Bunlar, lityum, valproik asit, lamotrijin gibi duygudurum dengeleyici ilaçlar,
antipsikotikler ve antidepresanlardır. Tedavi sadece duygu durum dengeleyicisi ilaçlarla veya bu ilaçların antidepresan ve antipsikotik ilaçlarla birlikte verilmesi şeklinde olabilir. Hangi ilaç grubunun kullanılacağına hastanın semptomlarına göre karar verilir. İlaçlar birincil tedaviyken, hastanın geçmiş devrelerin yarattığı kişisel ve sosyal zararları anlaması ve kabul etmesine yardımcı olmada ve gelecekte yaşayabilecekleriyle daha iyi başa çıkabilmesinde psikoterapi önemli bir rol oynar.
Yineleyen hastalık dönemleri (mani, depresyon, hipomani gibi) nedeniyle duygudurum dengeleyici ilaçların doktor kontrolünde uzun yıllar alınması gerekebilir. Tedavi süreci, düzenli ve sürekli doktor kontrolünde olmayı gerektirir. İlaç kan düzeylerini takip etmek de gerekir.
